20 Mayıs 2017 Cumartesi

ANA SAYFA



OSMANLI TOPLUMU
YÖNETENLER (ASKERİLER)  YÖNETİLENLER (REAYA)

.        Saray Halkı                      ·         Tüccar ve Esnaf              
·         Seyfiye                            ·         Köylüler
·         İlmiye                               ·         Göçebeler
·         Kalemiye


     Aşağıdaki tabloda Osmanlı toplumu içerisinde yer alan bazı kişiler verilmiştir. Bu kişilerin karşılarına toplum içinde hangi sınıfta yer aldıklarını yazınız.
Kişiler         Hangi Sınıfta     Kişiler                Hangi Sınıfta
Kaptanıderya   Seyfiye           Divan Katipleri              ..
Kazasker          ..                     Nişancı                        ..
Şeyhülislam      ..                   Sancak Beyleri              ..
Beylerbeyi         ..                    Sadrazam                    ..
Müderrisler         ..                     Tımarlı sipahiler             .. 
Reisülküttap        ..                   Defterdar                      ..
Kapıkulu zabitleri   ..              Kadılar                         .. 

Sosyal Hareketlilik

     Osmanlı Devletinde toplumu oluşturan sınıf ve zümreler arasındaki geçişlere dikey hareketlilik denilmiştir.
Dikey hareketlilik yönetilenlerin yönetici sınıfına geçmesi veya tam tersinin olmasıydı. Avrupa’da bu tarz geçişler olmasa da Osmanlı Devletinde bu şekilde geçişler mümkündü. Yöneten sınıfına geçmenin tek bir şartı vardı. Müslüman olmak.

Yöneten   ⇔   Yönetilen
Örneğin;

Köylü Ahmet’in çocuğunun medrese eğitimini tamamlayıp kadı olması,
Sırp asıllı Sokoloviç’in devşirilerek Enderun eğitimi ve çeşitli hizmetlerinden sonra sadrazam olması. (Müslüman olduğu için adı Sokullu Mehmet Paşa olmuştur)
Kadı Yunus’un görevinden istifa etmesi.

Yatay Hareketlilik

     Osmanlı toplumunda köylerden şehirlere ya da bir bölgeden başka bir bölgeye göçerek yerleşme şeklinde gerçekleşen nüfus hareketlerine yatay hareketlilik denilmiştir.
Osmanlı Devleti bazı durumlarda yatay hareketi desteklerden bazı durumlarda da engellemeye çalışmıştır.
Örneğin; devletin kuruluş yıllarında iskân siyaseti izlenmiştir. Bu siyasetle birlikte Anadolu’dan Balkanlarda yeni fethedilen yerlere insanlar göç ettirilmiştir. Devlet göç eden ailelere toprak vermek, vergi indirimi uygulamak gibi teşvik edici önlemler almıştır. Devletin bu siyaseti izlemekteki amaçları arasında şunlar yer almaktadır:

Balkanları Türkleştirmek
Bölgedeki egemenliği kalıcı hale getirmek
Göçer Türkmenleri yerleşik yaşama geçirmek
Kavgalı aşiretleri birbirinden ayırmak
Yerli halkın ayaklanma ihtimalini ortadan kaldırmak
Fetih hareketlerini kolaylaştırmak
Fetihler devam ederken geride düşman bırakmamak
Haçlı saldırılarına karşı ön tedbir almak.
    Osmanlı Devleti bazen de sosyal yapıyı ve üretim düzenini korumak için yatay hareketi yasaklamıştır.

Örneğin; tımar topraklarında yaşayan köylülerin topraklarını terk edebilmeleri için çiftbozan adı verilen vergiyi ödemeleri zorunluydu. Yine yukarıda bahsi geçen iskân politikası sonucu yer değiştirenlerin en az 5 yıl orada ikamet etmeleri zorunluydu.
Yatay harekete Orta Asya’dan Anadolu’ya yapılan göçleri de örnek olarak verebiliriz.

Millet Sistemi

    Osmanlı toplumunda nüfusun çoğunluğu Türklerden oluşmaktaydı. Ancak ülkede farklı dini ve etnik kimliğe sahip insanlarda yaşamaktaydı.

   Osmanlı Devleti’nin toplumsal, hukuki, siyasi ve idari yapısı ırk esasına göre değil, halkın inançlarına göre şekillenmiştir. Buna millet sistemi denir.

   Ülkede yaşayan Müslümanlar Türkler, Araplar, Acemler, Boşnaklar ve Arnavutlardan oluşmaktaydı.         Müslümanlar toplumdaki en kalabalık sınıf oldukları gibi yönetici sınıfının tamamını da oluşturmaktaydılar.
Müslüman olmayanlara gayrimüslimler denirdi. Bunlar arasında en kalabalık olan sınıf Ortodoks Hristiyanlardı. Bunların dışında Ermeniler, Yahudiler, Sırplar, Bulgarlar, Karadağlılar, Eflak –Boğdanlılar, Süryaniler diğer gayrimüslim halktı. Osmanlı Devletinde gayrimüslimlere hoşgörüyle davranılmış, din ve vicdan hürriyetleri korunmuştur. Bu yüzden gayrimüslimler milli kimliklerini koruyabilmişlerdir.
Osmanlı Ailesi

Ailenin temelini töre ve dini kurallar şekillendirmiştir.
Tek eşlilik yaygındır.
Evlenmek isteyen kişiler kadının huzurunda, şahitlerin önünde evlilik akdini gerçekleştirirler. Köylerde ise imamlar nikâh kıyar.
Erkekler evlenen kıza mehir denilen bir nikâh bedeli verirler.
Kadı sicilleri içinde tereke defterleri Bu defterlerde ailelerin çocuk sayısı, mirasçıların durumu ve birden fazla evlilik yapıldıysa nedeni yazılır.

Sosyal Yardımlaşma

Osmanlı Devletinde toplum içinde kişiler ihtiyaç sahibi kişilere bireysel anlamda yardım etmişlerdir. Ancak bunun kurumsallaşmış hale dönüşmesine ahilik ve vakıf sistemi iki güzel örnektir.

Ahilik

Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli’nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma teşkilâtıdır. Ahilik, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir.

Ahi teşkilatlarına Müslüman olmayanların girmesi yasaklanmıştır. Bu uygulama ile Türklerin şehir hayatında ve ekonomik hayatta etkin bir rol alması sağlanmıştır.
Usta-çırak ilişkisi içerisinde eğitim verilen bu kurumda ahlaki kurallar yani esnaflık adabı da öğretilmiştir.

Vakıf Sistemi

Vakıf, hayrın kurumsallaştırılmış halidir. Buna göre bir malın, paranın kısacası menfaatin insan veya hayvanların hizmetine sunulmasıdır.
Osmanlı Devleti’nde başta padişahlar olmak üzere devlet adamları tarafından çeşitli vakıflar kurulmuştur.
Vakıf müessesi Osmanlı toplum hayatında iskân, istikrar, şehircilik, eğitim, kültür, sosyal hizmet ve ekonomik açılarından  önemli rol oynamıştır.