ÇAĞDAŞ TÜRK TOPLUMU

      



Metinlerde vurgulanan temel düşüncenin toplum yapısına etkisi ne olabilir? 

XX. yüzyılın başlarında Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı sonunda yaşanan göçler nedeniyle Osmanlı nüfus yapısında önemli değiğiklikler oldu. İşgal yıllarında halkın maneviyatını yükseltmek ve moral gücünü arttırmak maksadıyla çeşitli isimler altında cemiyetler kuruldu. İstiklal Savaşı’nın başarı ile sonuçlanmasından sonra imparatorluktan ulus devlete geçildi.

ANAYASALARDA VATANDAŞLIK 


Kanunuesasi’den (1876) 

Madde 8 - Osmanlı Devleti tabiiyetinde bulunan herkes din ve mezhebi ne olursa olsun “Osmanlı” sayılır.
Madde 9 - Osmanlılar kişi özgürlüğüne sahiptir.
Madde 10 - Kişi hürriyeti her türlü saldırıdan korunur. Hiç kimse kanunun tayin ettiği sebepler dışında cezalandırılamaz.
Madde 17 - Osmanlı Devleti tabiiyetinde bulunan herkes yasa önünde hak ve ödevler bakımından eşittir.

1921 Anayasası’ndan 

Madde 1 - Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. İdare usulü halkın geleceğini doğrudan ve etkin idare etmesi esasına dayanır.
Madde 2 - İcra kudreti ve yasama yetkisi, milletin tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisine aittir.
Madde 3 - Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur ve hükûmeti “Büyük Millet Meclisi Hükûmeti” unvanını taşır.

1924 Anayasası’ndan 

Madde 69 - Türkler kanun karşısnda eşittirler ve fark gözetilmeksizin kanuna uymak ödevindedirler. Her türlü grup, sınıf, aile ve kişi ayrıcalıkları kaldırılmıştır ve yasaktır.
Madde 70 - Kişi dokunulmazlığı, vicdan, düşünme, söz, yayım, yolculuk, bağıt, çalışma, mülk edinme, malını ve hakkını kullanma, toplanma, dernek kurma, ortaklık kurma hakları ve hürriyetleri Türklerin tabii haklarındandır.
Madde 71 - Cana, mala, ırza, konuta hiçbir türlü dokunulamaz.
Madde 88 - Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibarıyla “Türk” adı verilir.
Bülent TANÖR, Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri, s. 145, 252, 253 (Düzenlenmiştir.).
1876, 1921 ve 1924 anayasalarında vatandaşlık olgusu nasıl yorumlanmıştır? Benzer ve farklı yönlerini tespit ediniz.

1876 tarihli kanunuesaside ülkede yaşayan herkes, hiçbir fark gözetilmeksizin Osmanlı olarak ifade edilerek bir “Osmanlı toplumu” oluşturulmaya çalışılmıştı. 1921 Anayasası’nda ise olağanüstü şartlar nedeniyle vatandaşlık ile ilgili hükümler bulunmamakla birlikte, milletten ve millet egemenliğinden bahsedilmekteydi. 1924 Anayasası'na göre Türkiye’de yaşayan herkes din ve ırk farkı gözetilmeksizin “vatandaş” olarak tanımlanmıştı.

Aynı ülküler etrafında birleşen Türk insanının çabalarıyla kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde tam bağımsızlık ilkesi esas alınmıştı. Türkiye Cumhuriyeti oluşturduğu bu millî devlet modeli ile birçok topluluğa da örnek olmuştu. 

Atatürk Türk toplumu için muasır medeniyete ulaşmayı hedef olarak belirlemişti. Amaca ulaşmada eğitimin önemi üzerinde durulmuş ve Tevhidi Tedrisat Kanunu çıkartılarak çalışmalara başlanmıştı. Böylece bilimsel düşüncenin kazandırıldığı bireylerin ortak ülküler etrafında toplanarak devletine bağlanması ile tüm nüfusu kapsayacak şekilde “vatandaşlık bilinci” oluşturulacaktır. Bilinçli vatandaşın oluşturulmasında Atatürk’ün “tam bağımsızlık” ve “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir.” ilkeleri belirleyici olmuştu. Hür bakış açısı, çağa uygun toplumsal davranışlar, kalkınma yolunda birlikte çalışma vatandaş olgusunda temel değerler olarak kabul edilmişti. Sonuçta yeni Türk toplumunu oluşturan bireylerin üstün nitelikleriyle birlikte çağın ileri vasıflarını bağdaştıran yeni bir kimlikle dünyaya dâhil olması amaçlanmıştı. 

Kadınların toplum hayatına katılması, onların toplumsal ve siyasal haklarda erkeklerle eşit tutulması, kıyafetin çağdaşlaşması, tekke ve türbelerin kapatılması, eskiden kullanılan lakap ve unvanların kaldırılması Türk inkılabının toplumsal alanda gerçekleştirdiği başlıca çağdaş atılımlardır. Ancak sosyal alanda en önemli çağdaşlaşma hareketi ülkemizde gerçekleştirilen ve yerleştirilen “yeni hukuk düzeni”dir. 1926’da Medeni Kanun’un kabul edilmesiyle laik hukuk sistemine tam olarak geçildi. Yeni Medeni Kanun’da aile içinde ve miras konusunda erkeğin bütün ayrıcalıkları kaldırılmış, kadın ve erkek arasında mutlak eşitlik sağlanmıştı. 

Toplumsal alanda çağdaşlaşmanın sağlanabilmesi için Cumhuriyet Döneminde önemli kurumlar açılarak faaliyete geçirilmiştir. 1927'de radyo kurularak yapılan inkılapların halka duyurulması sağlandı. Daha önceden açılan Darülbedayi İstanbul Belediyesine bağlanarak İstanbul Şehir Tiyatrosu adını almış ve bu kurumun bünyesinde çocuk tiyatrosu açılmıştır. 1930’da Opera Cemiyeti kuruldu. Yükseköğetim alanında da Darülfünun, İstanbul Üniversitesi adını alarak eğitim öğretim faaliyetlerine başladı. Halkın eğitilmesi amacıyla “Halkevleri” açıldı.





Cumhuriyet Dönemi fotoğraflarında Türk toplumu